Kadın, yaşamın ve özgürlüğün can suyudur. Hakk’ın nurundan bir parça taşıyan kadın, varoluşun ve insanlığın temeli, yolun özüdür. Onun nefesi, gökyüzünü maviye, denizi derinliğe, toprağı berekete dönüştürür. Kadın, her canın yolculuğunda bir ocak, bir kucak, bir rehberdir.
Alevi yolunda, kadın yalnızca doğuran değil, bir toplumu büyüten, var eden ve geleceğe taşıyandır. Ana Fatma’nın eliyle bereket bulan sofra, Kadıncık Ana’nın bilgeliğiyle güçlenen yol, kadınların sesinde yankılanan adalet, bu yaşamın dokusunu oluşturur. Kadın, yaşamın özüdür ve bu öz, ancak özgür bir kadınla varlık bulur. Özgürlük, Alevi yolunda yalnızca bireysel bir hak değil, her canın eşit, hür ve adil bir dünyada yaşama hakkıdır. Kadınların özgürlüğü, cümle canın özgürlüğüdür.
Kadın, yalnızca evinin değil, meydanın, cem’in ve yolun sahibidir. Onun sesi sustuğunda, meydan sessizleşir; adımları durduğunda, yol eksik kalır. Bu nedenle kadınların yaşamı ve özgürlüğü, yalnızca onların değil, tüm insanlığın hakikate ulaşma mücadelesidir. Kadın özgürleştiğinde, yaşam da özgürleşir. Kadın susturulduğunda, yol da susar.
Gökyüzü, kadının hayalleridir; sonsuz ve sınırsız. Deniz, onun gönlüdür; bazen fırtınalı, bazen huzurlu dalgalarıyla. Martılar ise kadınların özgür ruhudur. Her kadının içinde, semaha duran bir martı saklıdır. Bu martılar, asırlarca susturulmaya çalışılan kadınların özlemine, umuduna ve mücadelesine kanat çırpar.
Kadın, yaşam ve özgürlük Alevi yolunda ayrı düşünülemez. Ana Fatma’nın şefkatiyle, Pir Sultan’ın direnişiyle ve Hakk’a erenlerin öğütleriyle bu kavramlar ruh bulur. Kadının varlığı, özgürlüğü, yaşamın hakikatiyle doğrudan bağlantılıdır. Kadının özgürlüğü, Alevi yolunun özünü savunma mücadelesidir.
Unutmayalım ki kadın, Hakk’ın ışığıdır; özgürlüğü, yaşamın hakkıdır. Kadının var olduğu, konuştuğu ve özgürce nefes aldığı bir dünyada, yolumuz aydınlanır, meydanımız güçlenir ve cümle can bir olur. Çünkü kadın yaşamdır; yaşam ise özgürlüğün ta kendisidir.
Bu yazı, sadece kadınların değil, insanlığın en temel haklarına saygı duymanın ve yaşamı özgür kılmanın bir çağrısıdır. Kadınlar özgürse, toplum özgürdür; kadınlar güçlüyse, toplum güçlüdür. Bu mücadele, her canın eşit ve özgür bir dünyada yaşaması için devam edecektir.
