İzmir, tam 23 yıldır Türkiye’nin siyasi haritasında dikkat çekici bir yer tutuyor. Adeta CHP’nin kalesi gibi, AKP’nin gücüne karşı duruyor ve bu 23 yıl boyunca defalarca aday değiştirerek hükümetin bu şehri kazanma çabalarına rağmen, İzmir Cumhuriyetçi bir duruş sergilemeyi sürdürüyor. İzmir’in, Atatürkçü düşünceye sıkı sıkıya bağlı olması, siyasi anlamda adeta bir kaleyle eşdeğer bir simgesi haline gelmiş durumda. Şehrin siyasi duruşu, ne sadece bir yerel tercihin ötesinde, hem Türkiye’nin bugünü hem de geleceği için önemli bir mesaj taşıyor.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İzmir’de 30 ilçenin 28’ini kazanarak, şehri tam anlamıyla bir parti kalesi haline getirdi. İzmir, sadece bir yerel seçim başarılarıyla değil, aynı zamanda köklü bir siyasi geleneğin ve çağdaş düşüncenin de merkezi olmaya devam ediyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, İzmir’i “amiral gemisi” olarak tanımlaması da boşuna değil. İzmir, sadece CHP için değil, Türkiye’nin demokratik geleceği ve laiklik anlayışının teminatıdır.
Son yerel seçimlerin ardından da İzmir’in CHP’nin kalesi olarak kalması, Cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu’nun İzmir’de cumhurbaşkanlığı adaylık startını vermesiyle daha da anlam kazandı. Bu, sadece bir seçim süreci değil, aynı zamanda bir duruşun ve geleceğe dair bir umut mesajının işaretidir. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde başlatılacak bu adım, İzmir’in kadınların, özgürlükçü düşüncenin ve çağdaşlık anlayışının şehri olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. İzmir, sadece Türkiye’nin siyasal haritasının değil, aynı zamanda onun fikirsel haritasının da merkezinde yer alıyor.
İzmir’in özel bir yere sahip olması, onun tarihiyle de doğrudan bağlantılıdır. Gazeteci Hasan Tahsin’in, İzmir’den Yunan işgaline karşı attığı ilk kurşunla başlattığı direnişin topraklarında, aynı zamanda Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın mezarının bulunduğu kentte yaşıyoruz. İzmir, kurtuluşun ve kuruluşun simgesi, Cumhuriyet’in beşiği olmanın ötesinde, aynı zamanda bir özgürlük ve eşitlik kenti olarak varlığını sürdürmektedir. İzmir, sadece Cumhuriyet’in temellerini atmakla kalmamış, aynı zamanda modern Türkiye’nin öncüsü olmaya devam etmektedir.
İzmir, Türkiye’nin örnek alması gereken bir modeldir. Özgür, çağdaş, eşitlikçi, kadınlarıyla, gençleriyle, emekçileriyle daha güzel bir yaşam için mücadele eden bir şehir. İmamoğlu şu mesajı vermek istiyor; Türkiye’nin İzmir olma zamanıdır. İşte bu yüzden, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in dediği gibi, İzmir, bir amiral gemisidir. Hem siyasi anlamda hem de toplumsal yapısıyla, Türkiye’nin geleceğine yön verecek bir duruşun simgesidir.
İmamoğlu’nun adaylık startını İzmir’den vermesi, İzmir’in Cumhuriyet’in ve demokrasinin ışığını daha da parlatarak, Türkiye’nin tüm şehirlerine bu ışığı taşımak istemesinin ifadesidir. Türkiye’nin İzmir olmasını istiyoruz çünkü İzmir, sadece bir şehir değil, bir düşünce biçimi, bir yaşam tarzıdır. İzmir, özgürlüğün, barışın ve halkın haklarının simgesidir. Türkiye’nin en büyük gücü, İzmir’in bu direngen kimliğinden ilham alarak, her kenti bu anlayışla donatmak olacaktır. İzmir’in mesajı açıktır: Türkiye’nin İzmir olması gerekiyor.
Türkiye İzmir Olmalı: Bir Başka Duruşun ve Umudun Kentinden Mesaj
