Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin ve dünyanın en köklü siyasi partilerinden biri olarak, Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet değerlerine sıkı sıkıya bağlı bir çizgide yıllardır siyaset yapmaktadır. Ancak 47 yıl sonra, CHP’nin yerel seçimlerde birinci parti olarak çıkması, ülkenin siyasî yapısında önemli bir değişim sürecini işaret ediyor. Bu süreç, sadece siyasi bir başarı değil, aynı zamanda Atatürk’ün Cumhuriyet ideallerinin halk tarafından yeniden sahiplenilmesinin bir göstergesi olarak da okunmalıdır
Türkiye’nin ekonomik ve siyasal krizlerle boğuşan bir geçmişe sahip olduğu bir gerçektir. Son 22 yıldır iktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), ekonomik sorunları derinleştirerek, halkın yaşam standartlarını zorlaştırmış ve ülkeyi büyük bir krize sürüklemiştir. Ancak 2024 te CHP’nin yerel seçimlerde kazandığı zafer, halkın değişim talebinin ne denli güçlü olduğunu ortaya koymaktadır. Seçmen, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerine sadık, laik, demokratik bir yönetim anlayışını savunan CHP’yi bir kez daha iktidara taşımak için iradesini sandığa yansıtmıştır. Ancak, bu irade sonrasında iktidarın CHP ye karşı izlediği tutum, Türkiye’de demokrasinin tehlikeye girdiğinin en net göstergesi olmuştur.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son dönemdeki söylemleri, ülkedeki demokrasi anlayışının gözler önüne seriyor. Özellikle Konya’daki konuşmasında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’i ve CHP’li belediye başkanlarını hedef alan ifadeler, hukukun üstünlüğü ve demokratik değerler açısından ciddi bir endişe kaynağıdır. Erdoğan’ın, “yargı mensuplarını tehdit etmeyin, siyasi rakip arıyorsanız o da siyasetçilerdir. Heybede daha büyük turplar var” yani başka belediyeler var sırada açıklaması, siyasi bir liderin, rakiplerini kriminalize etmeye yönelik çağrılarıdır. Bu açıklamalar, halkın iradesinin sandıkta belirlenmesi gerektiği anlayışına açıkça karşıt bir tutumu temsil etmektedir.
CHP’li belediye başkanlarının SGK borçları üzerinden çalıştırılmamaları ve hatta tutuklanmaları, bu sürecin sadece bir parçasıdır. Son olarak Esenler ve Beşiktaş belediye başkanlarının gözaltına alınarak tutuklanması, yerel seçimde halkın iradesine karşı yapılan bir müdahale olarak algılanmalıdır. Bir yandan AK Partili Isparta Belediye Başkanı’na ‘çok lüks’ kategorisine giren, milyonlarca liralık ‘Audi A8’ marka bir makam otomobili hediye edilmesi ancak bunların hükümet tarafından göz ardı edilmesi Türkiye’deki demokrasiyi derinden sarsan bir yaklaşımın parçası haline gelmiştir. Sadece belediye başkanları değil, aynı zamanda CHP’li belediyelere yönelik uygulanan baskılar, siyasetin hukuki ve demokratik sınırları aşarak, toplumsal yapıyı zedelemektedir.
Özgür Özel’in “bu bir savaş ilanıdır” açıklaması, karşılaşılan durumun ciddiyetini vurgulayan önemli bir değerlendirmedir. CHP, kurucusu Atatürk’ün mirasına ve halkın iradesine sahip çıkarak, içindeki her türlü muhalefeti bir kenara bırakmalı ve bu baskılara karşı birleşmelidir. Çünkü CHP sadece bir siyasi parti değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti anlayışının teminatıdır.
Gelinen noktada, CHP’nin seçmenine ve delegelerine önemli bir sorumluluk düşmektedir. Bu sorumluluk, yalnızca partisinin iktidara gelmesi için değil, aynı zamanda Türkiye’deki demokratik yaşamın sürdürülebilmesi adına da oldukça kritiktir. İçindeki muhalefeti bir kenara bırakmalı ve “savaş açılmaya” çalışan bu anlayışa karşı birleşmelidir. CHP’nin güçlü bir şekilde karşı durması gereken bu baskılara karşı ortak tutum göstermeli yalnızca CHP’li seçmenin değil, tüm halkın geleceği için büyük bir önem taşımaktadır.
Seçmen iradesine yapılan her müdahale, demokrasiye ve halkın özgür iradesine yapılmış bir darbedir. Türkiye’nin içinde bulunduğu bu hassas dönemde, CHP ve onun seçmenleri, Atatürk’ün mirasına sahip çıkarak, tüm bu saldırılara karşı dimdik durmak zorundadır. Çünkü Türkiye’nin geleceği, ancak demokrasiye, hukuk devletine ve halkın iradesine sahip çıkıldığında aydınlık olacaktır. Bu yolda, CHP’nin birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi, hem partinin hem de ülkenin geleceği için elzemdir.