Bazı fırçalar vardır, yalnızca boya sürmez Kimi zaman uzak bir coğrafyanın özlemini, kimi zaman bastırılmış bir hayali, kimi zaman da bir halkın sessizce taşıdığı duyguları nakış gibi işler tuvale. Bugün sizlere, öyle bir fırçadan, öyle bir yürekten ve öyle bir başarıdan bahsetmek istiyorum ki; gurur, umut ve inanç bir arada…
Çin devleti tarafından Türkiye’de düzenlenen liseliler arası “Hayalimdeki Çin” adlı resim yarışmasında, Türkiye ikincisi olan genç bir kız var: Azra Yorgun. İzmir Çiğli’de yaşıyor. Ama kökleri Varto’da… Ailesi yıllar önce bir umutla yollara düşüp Çiğli’ye yerleşmiş. Belki daha iyi bir hayat, belki daha fazla olanak, ama en çok da çocuklarının geleceği için…
Ve o gelecek, bugün Azra’nın tuvalinde şekillendi.
Azra, bu yarışmaya sadece bir resimle değil, içindeki dünyayla katıldı. Profesyonel ressamlarla yarıştı, ama elindeki fırçaya profesyonellikten öte, ruh verdi. O tuvaldeki Çin, yalnızca bir ülkenin silueti değil; örfüyle, sanatıyla, çayıyla, ejderhasıyla, müziğiyle; dünyaya açılan bir kapıydı. Her rengi bir kültüre, her gölge bir yaşanmışlığa dokunuyordu. İşte bu yüzden jüri, Azra’nın eserine kayıtsız kalamadı.
Azra’nın ikinci oluşu, aslında bizlere çok şey anlatıyor. Sanatın dili yoktur. Ülkesi yoktur. Ama bir kalbi vardır. O kalp, nerede atarsa atsın, aynı duygularla buluşturur insanları. Ve Azra’nın kalbi, hem Varto’nun yamaçlarında hem de Çin’in kadim dağlarında attı. O, sadece resim yapmadı; iki ülke arasında bir köprü kurdu, fırçasıyla…
Bu başarı, yalnızca Azra’nın değil. Varto’nun, Çiğli’nin, Türkiye’nin ve hayal kurmaya cesareti olan her gencin başarısıdır. Azra, sessizce bir isyan fısıldadı tuvaline: “Ben de varım.” Bu sesi duymak, desteklemek, yol açmak hepimizin görevi.
Sanatçılar, ait oldukları yeri değil; ait oldukları düşleri anlatırlar. Ve biz, onların düşlerinden kendimize bir yol buluruz. Bu ülkenin gençlerinin ne cevherler taşıdığını bir kez daha gördük. Azra Yorgun’a, ailesine ve onun gibi yüreğiyle konuşan tüm gençlere yürekten teşekkür ediyorum.
Bir resimle hayal kuranlara değil, bir hayalle resim yapanlara ihtiyacımız var. Ve Azra, bunun en güzel örneği…