Her toplumun tarihinde vicdanı yaralayan anlar olur. Kimi zaman bu anlar bir meydanda atılan sloganla, kimi zaman bir gencin sessiz ama dirençli bakışıyla kazınır hafızalara. Ethem Sarısülük’ün hikâyesi, bu ülkenin utançla, hüzünle ve aynı zamanda umutla andığı o anlardan biridir.
11 Temmuz 1986’da Çorum’un Sungurlu ilçesinde, Türkmen Alevi bir ailenin çocuğu olarak doğdu Ethem. Babası bir edebiyat öğretmeni, annesi geçimini temizlikle sağlayan bir emekçiydi. Yoksulluk, mücadelenin daha çocuk yaşta başladığı bir hayattı onun için. Eğitim hayatı yarım kaldı; okuldan çok, hayatın içindeki mücadeleyle tanıştı. Hamallık, kargoculuk, kaynak işçiliği… Ellerinde nasır, gözlerinde onurla büyüdü.
OSTİM’de kaynak ustası olarak çalışan Ethem, bir yandan da adalet ve eşitlik arayışının peşindeydi. Öyle çok laf etmezdi belki, ama haksızlığa da göz yummazdı. Lise yıllarında katıldığı bir parasız eğitim eyleminde gözaltına alınmıştı. Henüz gençliğinin baharındaydı, ama adaletin ne olduğunu ve ne olmadığını o yaşta öğrenmişti.
Ve bir Haziran günü, Gezi Parkı protestoları sırasında, Ankara Kızılay’da vuruldu. Polis memuru Ahmet Şahbaz’ın sıktığı kurşun, Ethem’in başına isabet etti. 14 gün direndi. 14 Haziran 2013 yılında 26 Yaşında aramızdan ayrıldı. Sessizdi ama sesi tüm ülkeye yayıldı. O sessizlik, aslında büyük bir çığlıktı.
Otopside 9 mm’lik mermi çıkarıldı beyninden. Ailesi organlarını bağışlamak istedi ama otopsi nedeniyle organları artık kullanılamaz hale gelmişti. Belki de bu ülkedeki adalet gibi…
Yargı süreci ayrı bir yara. Katil zanlısı polis memuru 7 yıl 9 ay ceza aldı; 1 yılı denetimli serbestlik, geriye kalan sürede ise sadece 4 yıl 2 ay hapis yattı. Yargıtay dahi bu cezayı yeterli bulmadı, “kasten adam öldürmeden” yargılanmalıydı dedi. Ama adalet yine durakta bekleyen bir yolcu gibi sessizce arka koltukta oturdu.
Peki bitti mi?
Hayır.
Ethem’in adı parklara verildi. Batıkent’te bir parkta çocuklar onun adının gölgesinde oynuyor artık. Mamak’ta bir kütüphane onun adıyla kitap kokuyor. Alpay onun için “Ethem’in Sessiz Çığlığı” adlı bir şarkı besteledi. Yönetmen Gürkan Hacır onun hayatını “Haziran Yangını” adlı belgeselde ölümsüzleştirdi. Mordoğan Tiyatro Festivali, 2013’te Ethem’e ithaf edildi