Bugün, takvim yaprakları 17 Haziran’ı gösteriyor. Belki çoğumuzun farkında olmadığı bir doğum günü bu. Sessizce, hatırlayanı az; ama izleri şehirlerin belleğinde hâlâ yaşayan bir mimarın günü…
Bahsettiğim kişi, yalnızca binalar değil; aynı zamanda kelimeler, düşünceler ve anılar inşa eden Aydın Boysan.
1921 yılında İstanbul’da doğdu. Öğretmen bir anne, muhasebeci bir babanın çocuğu olarak dünyaya geldi. 1939’da Pertevniyal Lisesi’nden, 1945’te ise İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun oldu. Aynı yıl başladığı mimarlık yolculuğu, tam 55 yıl sürdü. Öyle bir yolculuktu ki bu, arkasında 1,5 milyon metrekareyi aşkın tasarlanmış yapı bıraktı. Dile kolay…
Ama mimarlığın teknik çizgilerden ibaret olmadığını bizlere öğretti. Her yapı, onun için bir anlatıydı; bir karakter, bir ruh taşıyordu. Bu bakışı sadece projelerine değil, öğrencilerine de aktardı. Türkiye Mimarlar Odası’nın kurucuları arasında yer aldı, yıllarca İstanbul Şubesi’ni yönetti. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde verdiği derslerle yüzlerce öğrenciye ilham oldu.
Aydın Boysan sadece bir mimar değildi, aynı zamanda keskin bir gözlemci ve zeki bir yazardı. Bas Yayınları’nı kurarak kendi eserlerini yayımladı. Hürriyet ve Akşam gazetelerinde yazdığı köşe yazılarında günlük yaşamı, insan hallerini ve geçmişin zarafetini incelikle anlattı. Onun satırlarında bazen eski İstanbul’un sokakları, bazen bir kahve sohbetindeki ince mizah, bazen de mimarlığın felsefesi yer alırdı.
İmza attığı projeler arasında Hürriyet Medya Towers, Arçelik Çayırova Fabrikası, Nasaş Alüminyum Tesisleri, Mimar Sinan Üniversitesi Kültür Merkezi ve Nesin Vakfı’nın Çatalca’daki binalarının restorasyonu gibi yapılar bulunuyor. Bu binalar hâlâ konuşuyor, Boysan’ın zarafetini fısıldıyor bizlere.
Bugün doğum günü…
O artık aramızda değil. 5 Ocak 2018’de, Münir Özkul’la aynı gün sonsuzluğa uğurlandı. Ama bizler onun bıraktığı izlerle yaşamaya devam ediyoruz. Her yazısında bir tebessüm, her yapısında bir duruş var.
Aydın Boysan’ı rahmet, minnet ve gülümseyerek anıyorum.
Çünkü o, mimarlığıyla da yazılarıyla da hayatın içini doldurmayı bilenlerdendi.
İyi ki doğdun, Aydın Boysan.
