Çocuklarınıza öncelikli olarak ne öğretiyorsunuz? Yaşamda mutlu olmayı mı zengin olmayı mı? Zenginlik mutluluktur dediğinizi duyar gibiyim. Maddi özgürlük elbette bir anlamda mutluluktur. Hayallerine, arzu ve isteklerine kolayca ulaşabilmek mutlu olmaktır. Peki sadece maddesel sahiplikle gelen mutluluk yeterli midir?
Bundan 50 yıl önce dünyada ekonomik seviyenin ve insanların alım gücünün daha sınırlı olduğu yıllarda, antidepresan ilaç kullanımı ile bugün ki ekonomik seviyenin 50 yıl öncesine göre daha fazla olduğu bu süreçte gösterdiği artış, maddesel sahipliğin insanlığın doyumu için ne derece yeterli olduğunu sorgulatıyor. Özellikle ülkemizde son 10 yılda antidepresan kullanımı yüzde 76 artış kaydetmişken…
Çocuklarımıza ilkokul eğitimi ile birlikte yetişkin yaşamlarında zengin olabilecekleri meslekler empoze ederek, kurgu her daim zenginlik üzerine yapılmaktadır. Yani yaşamsal gerçeklik zenginlik olarak algılanmakta ve bu bağlamda her türlü fevkaladelik normalleştirilmekte günümüzde. Oysa maddesel mutluluğun yapaylığı bugün gelinen noktada gerek insanların yalnızlaşması gerek ilaç kullanımının artışı bunun kanıtı niteliğindedir.
Gerçek ve kalıcı mutluluğun zenginlikle alakası yoktur. Bilakis bunu amaç ve tutku haline getiren insanlar kendileri ile dargın olan insanlardır. Tatmini maddesel kavramlarda arayarak içsel fakirliklerini ört pas etmeye çalışırlar. Maddi zenginlikleri azalınca ya da kaybedince de depresyon ile birlikte intihara kadar sürüklenirler.
Bilinir olmak, varlıklı olmak, lüks bir yaşam sürmek insan üzerinden değerlendirildiğinde gerçeklik olabilir. Neticede insan deneyimsel bir varlıktır ve madde yaşamını deneyimler. Dolayısıyla maddesel kavramlar ile kurgulanan mutluluk olağandır bu perspektiften bakıldığında. Ancak business classta uçmakla ekonomik sınıfta uçmak arasında mutluluk açısından ne fark vardır? Uçak düştüğünde her iki sınıfta aynı yere düşecek ve aynı şekilde ölecektir. 30.000 liralık bir saat takmakla 300 liralık bir saat takmak arasında ne fark vardır? Pahalı olan saat, antidepresan kullanmanızı önlüyor mu? Her ikisi de sadece zamanı göstermiyor mu? Pahalı olan geçen zamanı daha mı anlamlı kılıyor?
Hiçbir maddi kavram insanın hakikatinde mutluluğuna sebep değildir. Böyle düşünmek sizi sadece kendinizi kandırmaya daha çok inandırır. Gerek kendi yaşamımda gerek etrafımda ki sosyal yaşamlarda gözlemlediğim ve deneyimlediğim şey şudur ki, maddi kavramların sahipliği asla gerçek ve dürüst mutluluk değildir. Sadece sizi maddi anlamda daha özgür kılar ancak samimi ve kalıcı mutluluk sağlamaz.
Tüm samimiyetimle belirtmek isterim ki, kalıcı ve gerçek mutluluk kendinizi keşfetmekle başlar. Kim olduğunuz, ne olduğunuz, nereden geldiğiniz, neden geldiğiniz ve nereye gittiğiniz sorularına cevap bulmakla başlar mutluluk. Tanıdığınız, bildiğiniz ve size öğretilen hiçbir şeyin, kendiniz olmaktan daha büyük bir zenginlik olmadığını anladığınızda fark ediyorsunuz ki siz kainatın en zengin varlığısınız. Yaratımsal olarak öyle büyük bir güç ve kudretle yaratılmışız ki, tüm yaşam serüvenimiz boyunca peşinde koştuğumuz maddi olguların gerçekte sahte bir illüzyondan ibaret olduğunu ve bu kandırmacadan ne kadar çabuk özgürleşirsek hakiki zenginliğe yelken açacağımızı idrak ederiz.
Bir bardak çayı kristal bardakta ve kendinin farkında olmadan, yaşamda sürüklenircesine yalnız içmek mi gerçek mutluluktur yoksa sıradan bir cam bardakta önce kendinin farkına varmış olarak sonra yanında sevdiğin bir varlıkla göz göze içmek mi? Master ve doktora dereceleri ile eğitim alarak yaptığınız ancak içsel anlamda ait hissetmediğiniz ya da manevi tatmini tadamadığınız bir işi yapmak mı, çıraklıkla başlayarak öğrendiğiniz ve her anından keyif aldığınız bir işi yapmak mı sizi gerçek anlamda mutlu hissettirir?
Lüks bir evde yaşamak, lüks bir araba kullanmak elbette insanın doğal hakkıdır, zevkidir, tercihidir. Ancak bugün etrafımda çok fazla bu imkanlara sahip ancak her kelimesinde mutsuzluğunu haykıran insanlar görüyorum. Bu sahiplik içerisinde gerçek mutluluğu yaşayamadığı için, madde bağımlısı olan, cinsel tercihlerinde sapkınlık yaşayan, mutsuzluğu sebebiyle diğer insanlara ve hatta dünyaya savaş açmış insanlar görüyorum.
İnsanı maddi zenginlik yapay anlamda mutlu eder, ruh zaten zengindir. Dışarıdan elde edilecek hiçbir şeye ihtiyaç duymaz. Ruh kendi ile bir bütündür, ruh kendi ile barışıktır, ruh kendinin farkında ve bilincindedir. Ruhun mutluluğu ve zenginliği kalıcıdır. İnsan doyumsuzdur, ruh tatminkardır. İnsan sevilmeye ve sevmeye ihtiyaç duyar. Ruh sevginin ta kendisidir. Ruh hiçbir şeye ihtiyaç duymaz çünkü ihtiyaç kelimesine karşılık gelen her şeye sahiptir.
İnsanın tek ve gerçek, ve kalıcı mutluluğu kendisini bilmesi ile mümkündür. Kendini tanımayan hiçbir insan dünyevi kavramlarla sonsuz mutluluğu yaşayamaz.
Ruhunuzun zenginliği ile tanışmanız dileğiyle…
Sevgimle.